İnsanı Kamil Olmak

İnsanı Kamil Olmak

İnsanın kemâle ermesi için gönül âleminin olgunlaşması zarûrîdir. Gönül olgunluğu ise; nefsin hoşlandığı şeyleri terk etmeyi, hoşlanmadığı çilelerle de terbiye olmayı gerekli kılar.

Mevlânâ Hazretleri buyurur:

“Mum olmak kolay değil. Işık saçmak için, önce yanmak gerek.”

İnsanın kemâle ermesi için gönül âleminin olgunlaşması zarûrîdir. Gönül olgunluğu ise; nefsin hoşlandığı şeyleri terk etmeyi, hoşlanmadığı çilelerle de terbiye olmayı gerekli kılar.

İNSANI KAMİL KİMDİR?

Yüce Rabbimizʼin Kur’ân-ı Kerîmʼi, bir harfi bile tahrife uğramaksızın devam ettirmesi gibi büyük bir lûtuf olan Peygamber Efendimizʼin bütün davranışları da, kâmil bir insan olabilmek için ölçü alınması gereken en müstesnâ hazinedir. Zira Yüce Rabbimiz, âyet-i kerîmede:

“Kim Rasûl’e itaat ederse Allâh’a itaat etmiş olur.” (en-Nisâ, 80) buyurmuştur.

İşte tasavvuf da:

“Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96) hadîs-i şerîfi muktezâsınca, hayatın her safhasında Allah Rasûlüʼyle fikriyat ve hissiyat, hâl ve fiil beraberliği içinde olabilme, zâhiren ve bâtınen Peygamber Efendimiz’e -istîdâdımız nisbetinde- benzeyebilme gayretidir.

Şâir ve mütefekkir Muhammed İkbal, bu hakîkati temsîlî bir üslûpla ne güzel ifade eder:

“Bir gece, kütüphanemde bir güvenin, pervâneye (ışık etrafında dönen kelebeğe) şöyle dediğini duydum:

«–İbn-i Sînâ’nın kitapları içine yerleştim. Fârâbî’nin eserlerini gördüm. (Onların satırlarını kemirip durdum. Fakat) bu hayatın felsefesini bir türlü anlayamadım. Bir güneşim yok ki, günlerimi aydınlatsın…»

Güvenin bu feryâdına mukâbil, yarı yanmış pervânenin şu güzel ve ince cevâbını hiçbir kitapta bulamazsın:

«–Bak!» dedi güveye; «Ben bu aşk için kanatlarımı yaktım. Hayatı daha canlı kılan, muhabbetle çırpınıştır; hayatı kanatlandıran da aşk ateşiyle yanıştır!..»”

Demek ki yanmadan aydınlanmak ve aydınlatmak mümkün değildir. Bütün Hak dostları da Hak aşkıyla yanarak kemâle ermiş yüksek ruhlardır.

İNSANI KAMİL OLMANIN YOLLARI NELERDİR?